Üçüncü sezonu Nairobi’nin göğsünden vurulduğu, Profesör’ün, Lisbon’un öldürüldüğüne inandığı ve Palermo’nun çığrından çıkması sonucu planın her anlamda çöktüğü bir bölümle uğurlamıştık. La Casa de Papel 4. sezon tam bir can pazarıyla, Lisbon’un hayatta olup olmadığını anlamaya çalışan Profesör’ün çabaları ve Nairobi’nin hayata döndürülmesi için ekibin verdiği mücadeleyle açılıyor. Bilhassa ilk bölüm, dizinin bu zamana kadarki kurgusunu daha da keskinleştiren, özenli bir paralel anlatıyla ilerliyor. Karakterlerin, zor durumlardan mantık çerçevesinde açıklanması zor biçimlerde kurtarıldığı olay örgüsü de yerli yerinde. Lakin bu kez, üçüncü sezonda kurulan ve Rio’yu kurtarmaya dair bir eksene oturan anlatıyı geride bırakan, her karakterin mevcut durumundan yola çıkılarak yeniden inşa edilen açmazlar, neredeyse yeniden kurulan bir hikâye söz konusu. Dördüncü sezon bize “Evet her şey Rio ile başladı, ancak artık başka bir noktadayız” diyen bir başlangıçla, Profesör, ekip ve çadırın içindeki devlet erkinin iki temsilcisi Albay Tamayo ve Alicia Sierra arasında baş gösteren savaşa odaklanıyor daha çok. Lisbon’un aslında ölmediğini ve çadırda sorguya çekildiğini Profesör’ün öğrenmesi de uzun sürmüyor örneğin. Bu bağlamda Profesör Lisbon’u kurtarmaya çalışırken, içeride de Tokyo’nun yönetimi Palermo’dan devralmasının başlatacağı zincirleme olaylara odaklanıyoruz.